Global Otomotiv Pazarı Nasıl Değişiyor? Bu Değişimde Çin Nasıl Pozitif Ayrışıyor?
Merhabalar,
Otomotiv sektörü değişen tüketici davranışları ve talepleri karşısında bir yol ayrımına gelmiş durumda.
Yapılan araştırmalar; fosil yakıt kullanan motorlu taşıtlardan uzaklaşıldığını ortaya koyarken, bölgesel pazarlar arasındaki önemli farklılıklara da işaret ediyor. Örneğin Çin’deki tüketicilerin otonom taşıtlara ve yeni ulaşım teknolojilerine daha olumlu yaklaşmaları global otomotiv endüstrisi üzerinde büyük etki yapacak gibi görünüyor.
Bir çoğumuz için otomobil hayatımızda sahip olabileceğimiz en önemli teknolojik ürün demek. Bir yerden bir yere gitmek için kullandığımız otomobil, bizlerin tutum ve davranışları hakkında da önemli fikirler veriyor.
Otomotiv sektörü global üretimin önemli bir bölümünü teşkil ettikçe, bir çok üretici de ürettiği ürünün hangi yöne evrileceğine dair bir yol ayrımına geldiğini görüyor. Tabii önemli farklılıklar da mevcut. Örneğin bir çok ülkede elektrik motorlu ve otonom taşıtların artıları ve eksileri tartışılmaya devam ediyor. Çin ise konuyu daha ileriye götürecek gibi duruyor. Şurası çok net: Tüketici talepleri değiştikçe otomotiv markaları buna uygun hareket etmek zorundalar. Yoksa varlıklarını sürdüremeyecekler.
Bu noktada, otomotiv sektörünü kapsayan çok yeni bir araştırmadan söz etmek istiyorum. Bu araştırma, 13 ülkece 8,500 ü aşkın son kullanıcı üzerinde bu yıl gerçekleştirildi. https://www.weforum.org/agenda/2021/07/future-automative-market-china/
Araştırma sonuçları, otomobile olan talebin ve otomobil sahipliğinin nasıl bir değişim geçirdiğini ortaya koyuyor. Örneğin özel otomobil sahipleri pandemiye karşı daha korunmalı ve bağımsız sürüşü önemserken nüfusun önemli bir bölümü ise çevre koruma nedenleriyle özel otomobil sahibi olmak yerine alternatif ulaşım çözümlerine yönelmeye başlamış durumda.
Araştırmaya göre fosil yakıtlı taşıtlardan uzaklaşma eğilimi hızla artıyor. Gelecekte satın alacakları yeni otomobilin nasıl olacağına yanıt veren son kullanıcıların % 29 u hibrit motorlu, % 12 si ise bataryadan elektrik motorlu otomobil tercih edeceklerini belirtmişler.
Halen satacak elektrik motorlu otomobili bulunmayan markaların ise elektrik motorlu otomobil satan markalara ciddi oranda müşteri kaybı yaşayacakları görülüyor. Bu yönde pazarın büyümesinin önündeki tek engel ise henüz yetersiz sayıdaki kamusal şarj noktalarının sayısı olarak görülüyor.
Araştırmaya göre Çin’li tüketicilerde göze çarpan başka bir husus daha var. ABD ve Avrupa pazarlarında seyir güvenliği endişeleri yüzünden sürücüsüz taşıtlara henüz ihtiyatla yaklaşılırken, Çin’li sürücülerin % 71 i bu konuya oldukça olumlu bakıyor. Çin’liler ayrıca yeni güç grubu teknolojilerine, farklı ulaşım çeşitlerine ve satın alma tekniklerine de olumlu yaklaşıyorlar. Örneğin Çin’deki sürücülerin % 71 i tamamen on-line ortamdan taşıt satın almaya hazır. Bu oran Avrupa’ da % 35 ve ABD’ de % 42 düzeyinde. Çin pazarının büyüklüğüne bakarsak, bu tüketici tercihlerinin global otomotiv sektörüne büyük etki yapacak cinsten olduğunu söyleyebiliriz.
Büyük resim olarak 4 ana başlıkta otomotiv sektörünün gelişme ihtiyacı duyduğunu görüyoruz:
1. Tüketici talepleri ve sahiplenme ihtiyacındaki değişim, taşıt tipini ve servis hizmetlerini de değişime zorluyor. Çin’ deki sonuçlar, ürün dağılımını bölgesel bazda tanımlamayı gerektiriyor. Ancak bu şekilde mevcut müşterilerin elde tutulması mümkün olabilecek.
2. Elektrik enerjisinin sektörde ağırlık kazandığı açıkça ortada. O nedenle otomotiv üreticileri hibrit modellerin çeşitlerini artırmaktan çekiniyor. Aksi halde tüketicilere kendi çevreci kimliklerini kanıtlayamayacaklarından endişe ediyorlar.
3. Yeni ulaşım teknolojilerinde büyüme olacağı kesin. Otonom sürüşe karşı halen geniş oranda çekince olsa da, araştırmaya katılanların % 77 si sürücüsüz taşıt ticarileştiği zaman kullanabileceklerini belirtiyorlar. Elbette bu iş bir gecede olacak değil. Ancak, geleceğin ulaşım biçimi olacağı bugünden görülüyor. Dolayısıyla kısa dönemde kar edelim derken bu konuyu gözden kaçırmamak gerekiyor. Aynı zamanda taşıtlara konulan otonom sürüş özellikleri sürücülere verilen değeri de artırıyor.
4. Hızlı şarj noktaları ağlarının kurulmasında otomotiv bayileri ile işbirliği ihtiyacı çok açık görülüyor. Yakın gelecekte karlılığı ve pazar payı gelişimini akıllı yatırımlar ile pazarın 10 yıllık öngörüsü gösterecek. Doğru karar verenler gelecekteki kar havuzundan daha büyük pay kapacaklar.
Unutmayalım ki otomotiv sektörü bir kargaşa ortamında değil. Evet, sektörde bir türbülans mevcut. Pazarın hangi yönde olacağına dair belirsizlikler var. Alışılagelmiş tarzda iş yapanlar, yeni ortaya çıkan eğilimlerle başa çıkmaya çalışıyorlar. Kaçınılmaz olarak elenenler olacak. Aynı zamanda yerel pazarlarda farklı sürücü tercihleri ve yenilikleri benimseme hızları sektör oyuncularını etkileyecek ve bölgeler bazında yeni modelleri pazara sürmelerine yardımcı olacak.
Sonuç olarak, otomotiv sektörü günümüzdeki tüketici önceliklerini daha iyi anlamaya çalışıyor. Buna göre taşıtlarda elektriklenme ve otonomi tercihleri netleşecek. Otomotiv markaları da günümüzde daha fazla karlılık için para harcarken geleceğin değer zincirine yatırım yapmaya devam etmek zorundalar. Geleceğe bugünden hazırlık yapabilen markalar önemli fırsatları yakalamaya aday. Değişen pazarın şartlarına uyum sağlayamayanlar ise yok olmaya mahkum görünüyor.